31 Mart 2017 Cuma

Yarış Posta Güvercini Ev veya Yarış Ucumunda Gerekli Hava Koşulları.


Posta güvercini yetiştirenler gerek yarışlar gerekse antremanlar sırasında hava koşullarının iyi gözlemek ve dikkate almak durumundadırlar. Yetiştiriciler uçuş öncesi hava ve rüzgarın durumu ile ilgili bilgileri meteorolojiden aldıktan sonra uçuşa karar vermelidirler. Bu özellikle uzun uçuşlar için gereklidir. Hava şartlarının uçuş için uygun olmadığı zamanlarda kuşlar uçurulmamalıdırlar. Bu şartları şu şekilde özetleyebiliriz.


1 ) Yağışlı havalarda kuşlar uçurulmazlar. Kar ya da yağmur yağdığı şartlarda, yağış olmasa bile havanın yağma ihtimalinin fazla olduğu durumlarda, kuşları uçurmak uygun değildir. 

2 ) Sis ya da benzeri nedenlerle görüş mesafesinin azaldığı durumlarda, eğer görüş mesafemiz 5 km.den az ise kuşlar uçurulmazlar.
3 ) Şiddetli rüzgarın olduğu havalarda, eğer rüzgarın hızı saatte 35 – 40 km.den fazla ise kuş uçurulmazlar.
4 ) Aşırı sıcak havalarda, örneğin hava sıcaklığı 30 –35 dereceden fazla ise kuşlar uçurulmazlar. 



Bunun yanı sıra hava koşullarının uçuş için daha uygun olduğu anlar da vardır. Bu koşulları şöyle sıralayabiliriz.



1 ) Hava sıcaklığının 10 – 15 derece arasında olduğu zamanlar.

2 ) Görüş mesafesinin 20 km.den fazla olduğu havalar.
3 ) Kuru havalar.
4 ) Rüzgarın yönü ile güvercinlerin uçacağı yönün aynı olduğu durumlar.

Yarış Postası Yarışları hakkında kısa bilgi...

Yarış Postası Yarış Bilgisi.....

Posta güvercinleri soylarındaki genetik yapıya göre belli mesafeleri daha iyi uçabilirler. 

Bu özellikleri bakımından kabaca kısa, orta ve uzun mesafe uçucuları olarak 3 gruba ayrılarak değerlendirilirler. 

Uzun mesafe uçanlar ise günlük ve gün aşırı olarak iki kısımda incelenebilirler.

 Kısa mesafe uçanlar,       100 – 300 km. arası uçan kuşlardır. 

Bunlar “vites” olarak adlandırılmaktadır.

 Orta mesafe uçanlar, 300 – 600 km. arası uçanlardır.

 600 – 1200 km. arası uçanlar ise uzun mesafe uçucularıdır. 

Bunlar da “maraton” olarak adlandırılırlar. 


     Kuşun hangi mesafede başarısı daha iyi ise o mesafede yarışa sokulması gerekmektedir. Bir de “all round” olarak bilinen ve bütün mesafeleri iyi uçabilen kuşlar bulunmaktadır. Maraton uçuşlarında kuşlar 12 – 14 saat arası uçmaktadırlar. Bu tür bir uçuş sırasında ortalama 1000 km.yi 11 saatte kat etmektedirler. Gece bile uçan kuşlar olduğu gibi uçuş sırasında mola verip dinlenen kuşlarda olmaktadır. Güvercinin uçtuğu mesafe harcanan zamana bölünerek hızı bulunur ve böylece hangi güvercinin en yüksek hıza ulaştığı saptanır. Saatteki hızları 90 – 145 km. arasında değişebilmektedir. 
Posta güvercini yarışları ülkemizde bu alanda etkinlikler sürdüren dernekler aracılığı ile düzenlenmektedir. Bu tür dernekler başta İstanbul olmak üzere ülkemizin farklı illerinde bulunmaktadır. Pasta güvercini yarışlarına ülkemizde ilgi, Avrupa ülkelerinde olduğu kadar olmasa bile fazladır. İstanbul’da bu alanda etkinlik gösteren 13 tane dernek bulunmaktadır. Bu derneklere üye yaklaşık 2000 güvercin meraklısı bu sporu sürdürmektedir. Gene İstanbul’da 10.000’in üzerinde posta güvercini bulunmaktadır. 
İlgili dernekler yarış gününü ve hangi etaplar arası yapılacağını önceden bildirirler. Yarışlara katılabilmek için katılımcılardan dernek tarafından belirlenen bir ücret alınır. Tüm katılımcılardan toplanacak olan para, yarış sonunda ilk üç dereceye giren katılımcılar arasında belli bir orana göre paylaştırılır. Her katılımcının bu yarışlar için hazırlanmış özel bir yarış saati olması gerekir. Bu saat sayesinde her kuşun geri dönüş zamanı tam olarak belirlenebilir. Yarış günü geldiğinde yarış kaydı yapılmış olan tüm güvercinler hareket noktasında toplanırlar. Yarışın başlatılacağı yere gönderilmek üzere nakliye aracına bindirilirler. Güvercinlerin nakledildiği araçların içi güvercinler için özel olarak düzenlenmiştir. Klima ve havalandırma sistemine sahiptirler. Yarışın başlatılacağı yere nakledilen güvercinler burada yarışın başlangıç saatinde aynı anda salıverilirler. Böylece yarış başlamış olur. Hangi güvercin en önce yuvasına gelirse, yarışı o güvercin kazanmış olur. Güvercin sahipleri ellerindeki özel yarış saatleri ile bu dönüşü belgelerler.
Ülkemizde bu yarışlar, İzmit, İstanbul, Diyarbakır, Kayseri, Bursa, Manisa gibi illerimizden başlatılmaktadır. Örneğin 2002 yılında Diyarbakır - İzmit arasında 10 yarış düzenlenmiştir. Yarış sonrası yuvaya geri dönme yüzdesi bütün katılımcılar hesaba katılarak % 30 civarında olmaktadır. Bu rakam aslında ciddi oranda kuşun yarışlar sırasında yok olduğu anlamına gelmektedir. Yuvaya geri dönememe sebepleri arasında, yön bulamamanın yanı sıra yırtıcı kuşlara yem olma ve hatta ne yazık ki avcılar tarafından avlanılma bile bulunmaktadır. Bu yarışmaları yıllar boyunca sürekli kazanan ya da dereceye giren kümeslerin bu konuda istikrarlı oldukları kabul edilmektedir. Yarış yüzdesi % 60’ın altına düşmeyen kümeslerin başarılı oldukları söylenebilir. Yoksa sadece bir yıl yarış kazanmak önemli değildir. Bunun yanı sıra bir yarışmacının yarışa getirdiği kuşların gene % 60’ının yarışta iyi performans gösteriyor olması bir başarı göstergesi olarak kabul edilebilir. Yarışmacı yarışa 20 tane kuş getirir ama sadece biri başarılı olursa bu çok makbul değildir. En az 12 tanesi başarılı olursa bu bir istikrar göstergesidir. Bu yarışlarda aslında yarışan sadece kuşlar değildir. Asıl yarış yetiştiriciler arasındadır. Bu uzun soluklu, sportmence yürütülmesi gereken tatlı bir rekabettir. 

Yarış Posta Güvercini Ev üstü yada ortak kümeslerde Nasıl Eğitilir

Yarış Posta Güvercini Nasıl Eğitilir.

Posta güvercinlerinin yaşam süreleri 10 – 15 yıl kadardır. Bu süre iyi bir bakımla en çok 20 yıla kadar çıkabilmektedir. Yavru posta güvercinleri 30 – 40 günlük olduklarında yem yiyebilecek ve su içebilecek hale gelirler. Bu duruma gelen güvercinler ana ve babalarının yanından ayrılırlar ve yavrular için hazırlanmış ayrı bir bölüme konulurlar. Böylece diğer kuşlardan gelebilecek zararların önüne geçildiği gibi, daha fazla yem yiyerek gelişmeleri hızlandırılmış olur. Bu dönemde yavrular, özel yavru yemi ile beslenmeye başlarlar. Önlerinde her zaman yem, temiz su ve grit taşı bulunmasında yarar vardır. Her gün düzenli olarak gözlenerek gelişmeleri kontrol altında tutulur. Zaman zaman salma önüne çıkmalarına izin verilir ve tekrar geri içeri girmeleri sağlanır. Böylece kendi yerlerini ve konumlarını öğrenmelerine çaba sarf edilir. Yarış salmasından yuvaya geri girmeyi öğrenmesi biraz zaman alır. Bu konuda sabırlı olunmalıdır. 
Posta güvercinleri kanattan ilk tüylerini attıktan sonra form tutmaya başlarlar. Bu süre yaklaşık 6 – 8 hafta kadardır. Bu aşamaya gelen kuşlar grupla birlikte fazla zorlanmaksızın uçurulmaya başlarlar. Uçurulma öncesi yuva ve etrafını görebilecek bir konumda olmalarında yarar vardır. Uçuşlar sabah ve akşam üzerleri olmak üzere günde iki kez tekrarlanmalıdır. Yavruların mesafe uçurulmaya başlamaları için, toplu uçuş sırasında yuvadan iyice uzaklaşıp havada gözden kaybolmaya başlamaları beklenir. Her uçuşta bunu tekrarlayan kuş artık mesafe uçurulmaya hazır hale gelmiş demektir.
Mesafe uçmaya alışmaları için ilk önce gene grup halinde en fazla 5 km. uzağa götürülüp toplu olarak bırakılırlar. Geri dönmeyi başaran yavrular için yavaş yavaş mesafe artırılmaya başlanır. Örneğin her seferde mesafe 5 km. daha artırılır. 30 – 40 km. kadar uzaklıktan bırakılan kuşlar geri gelebiliyorlarsa, artık toplu antremanlara son verilir ve kuşlar belli aralıklarla tek tek bırakılmaya başlanır. Bu aşamada kuşun bırakılacağı uzaklığın tespitinde eskiden beri uygulanan klasik yöntemlerden biri, bir önceki uzaklığın yarısı kadar kilometreyi, bir önceki uzaklığa ekleyerek yeni uçuş uzaklığını bulmak şeklindedir. Yani kuş 50 km.den bırakıldığında geri gelmişse, ikinci uçuş uzaklığı 50 / 2 = 25, 50 + 25 = 75 olarak hesaplanabilir. İlk bırakılan kuş gözden iyice kaybolduktan sonra ikincisi bırakılmalıdır. Böylelikle kuşların birbirini takip etmeleri önlenir. Amaç kuşların kendi yeteneklerini geliştirmesini sağlamaktır. Yarışacak kapasiteye gelebilmeleri için ise 2 yaşını doldurmaları gerekmektedir. Bu süre içersinde kuş belli aşamalardan geçerek gelişir ve yarışabilecek konuma getirilir. 
Kuş yuvasına geri döndüğünde salma girişinden yuvanın içine girmesi şarttır. Bunu sağlayabilmek için belli bir eğitim uygulanır. Öncelikle kuşlar hiçbir zaman tok karına uçurulmazlar. Yuvasına geri döndüğünde yeminin ve suyunun kendisini o delikten girdiğinde beklediğinden emin olmalıdır. Özetle kuşlara uygulanacak eğitimin temelinde açlık ve beklenen davranışın gerçekleştiğinde açlığında giderilmesi şeklindedir. 

Şunuda Söylemek gerekir yavru eğitilir kumes alışkanlığı saglandıkdan sonra ayar oldukdan sonraki dönemde hayvanı daha daha iyi ucurayım diye kesinlikle sabah akşam deli gibi uçurmamak gerekir.Çünkü yarış zamanıda Bunun size kötü etkisi olur devamlı hırslı yarış zamanı dışında uçan kuşlar genelde başarılı kuşlar olmamaktadır... 

Yarış Posta Güvercini Yetiştirilmesi ve Bakımı hakkında kısa bilgi.



Yarış Posta Güvercini Yetiştirilmesi ve Bakımı.

Posta güvercini yetiştirmek, diğer güvercin ırkları yetiştiriciliğine göre daha fazla maddi ve manevi özveri gerektirmektedir. Posta güvercini yetiştiriciliğinde sabır şarttır. Bu güvercinler aynı bir sporcunun olimpiyatlara hazırlanması gibi ciddi ve disiplin altında çalıştırılırlar. Bu güvercinlere, düzenli uçuş ve yarışa yönelik antreman uçuşları yaptırılır. Antreman uçuşları sırasında belli uzaklıklara bir program dahilinde götürülüp bırakılmaları gerekmektedir. Bakımlı ve sağlıklı olmaları için çok ciddi anlamda bilgi ve hizmet gereklidir. Belli hastalıklara karşı düzenli aşılarının yapılması, beslenme rejimlerinin kuşun geçirdiği dönemlere bağlı olarak ayarlaması, sürekli hastalık takibi ve ilaç tedavisi, vitamin ve mineral takviyeleri şarttır. Bütün bunlar, fazladan bir özeni gerektirmektedir.


 Bu aynı zamanda maddi olarak ek bir bütçe ayrılmasını da zorunlu kılmaktadır.


Posta güvercinlerinin bir yıl boyunca geçirdiği birbirinden farklı 4 dönem bulunmaktadır. 


Kuşun içinde bulunduğu döneme göre uygun bakım uygulanması gerekmektedir.



Bu dönemleri şu şekilde sıralayabiliriz.



1 ) Tüy değiştirme dönemi

2 ) Kış Dönemi

3 ) Yarış dönemi

4 ) Yavru dönemi

Tüy Değiştirme Dönemi : Bu dönem kabaca eylül ayı başından başlayıp aralık ayı başına kadar devam eder. Bu iki aylık dönem içersinde güvercinler eskiyen tüylerini belli bir düzene göre kendiliklerinden değiştirirler. Bu aynı zamanda yaklaşan kış ayına karşı bir hazırlanma evresidir. Bu dönemde kuşlarda aşırı bir stres hali vardır. Sürekli kaşınır ve gagaları ile tüylerini yolabilirler. Bu dönem çeşitli hastalıklara yakalanma açısından hassas bir dönemdir. Yetiştiricilerin uyanık ve dikkatli olmaları gerekir. Kuşların bu dönemi daha sakin atlatabilmeleri için, tüy dönemi öncesi eşlerin birbirinden ayrılması yerinde olur. Aynı zamanda tüylerin yenileniyor olması fazladan vitamin ihtiyacı doğurur. Beslenme yek karışımlarının da yeni döneme göre ayarlanması gerekir. 
Tüy değiştirme döneminde özellikle A, D, E, B vitaminleri içeren kompleks bir vitamin takviyesi şarttır. Örneğin Polivitamin Forte ( Eczacıbaşı ) adlı vitamin bu dönem için sularına karıştırılarak verilebilir. Bunun yanı sıra kesinlikle protein takviyesi gereklidir. Çünkü vücut dokularında önemli görevler yapan proteinler, % 88 oranında tüylerin yapısı içinde yer alırlar. Protein açısından yüksek yemlerin başında mercimek, bezelye, soya fasulyesi, fasulye ve fiğ sayılabilir. Her yetiştiricinin tercihi değişmekle birlikte, bu dönem için örneğin şöyle bir yem karışımı önerilebilir. % 30 Mercimek,  % 25 Buğday, %20 Ak Darı, %20 Mısır, %5 kenevir 

Kış Dönemi : Bu dönem kabaca aralık ayı başından başlayıp şubat ayı başına kadar sürer. Bu dönemde yuvada erkek ve dişiler birbirinden ayrı tutulurlar. Ancak birbirlerini görmeleri engellenmemelidir. Ayrı durmaları bize hem yeni eş döneminde istediğimiz çiftleri damızlığa ayırabilme olanağı sağlar, hem de kuşların gerekli kızgınlığa ulaşmalarını ve eş dönemine iyi ve istekli olarak girmelerini doğurur. Posta güvercinleri kış döneminde fazla uçurulmazlar ve bir tür dinlenmeye alınırlar. Bu dönemin sonlarına doğru kuşların özellikle PMV 1, Pox, Salmonella gibi hastalıklara karşı aşılatılması uygundur. Aynı zamanda diğer hastalıklara ve özellikle CRD ve Trichomonas gibi hastalıklara karşı tedavi bakım uygulanır. İçparazit ve Cocidiosis olasılığına karşı önlemler alınır. 
Gerçekten sağlıklı olduğuna inanılan kuşlar eş dönemi için damızlık olarak ayrılır ve yarış dönemi için hazırlanırlar. Kış döneminde kuşların fazla yağlanmalarını önlemek gereklidir. Bu dönemde kuşlar fazla uçurulmadıklarından yağlanma eğiliminde olurlar. Bu açıdan verilen yem oranları yeniden ayarlanır. Yağ oranı yüksek olan kenevir, yulaf, mısır ve darı gibi yemler azaltılır ya da hiç verilmez. Bu dönem için örneğin şöyle bir yem karışımı uygulanabilir. % 30 Buğday, %30 Mısır, % 20 Mercimek, %20 Ak Darı.

Yarış Dönemi : Mart, Nisan ve Mayıs gibi bahar ayları posta güvercinlerinde yarış dönemi olarak kabul edilir. Bu dönemde yarış için ayrılan kuşlar belli bir uçuş antremanına tabi tutulur ve yarışa hazır hale getirilirler. Yarış için ayrılan kuşlar en sağlıklı ve en güvenilir kuşlar olmalıdır. Antremanların başlaması ve yarış sezonunun açılması ile birlikte kuşlara uygulanan beslenme rejimi de değiştirilir. Bu dönem bol enerji veren karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme daha uygundur. Karbonhidrat oranı yüksek yemlerden, Buğday, Mısır, Arpa, Ak Darı gibi yemlerin oranları artırılır. Yemlere bazı takviyeler yapılabilir. Şöyle bir yem karışım oranı uygulanabilir. % 20 Buğday, %20 Mısır, %20 Ak Darı, % 20 Pirinç, %20 Mercimek. Yarış döneminde gene vitamin ve mineral takviyeleri kuşlarımızı güçlü tutacaktır. Vitamin olarak Polivitamin Forte, ( Eczacıbaşı ) mineral olarak Depomin Oral Solüsyon ( Vetaş ) belli aralıklarla takviye olarak verilebilir.

Yavru Dönemi : Şubat ayının ortaları ya da en geç mart ayının başından itibaren güvercinlerde yavru dönemi başlar. Bu dönemde damızlık olarak ayrılan güvercinler kendileri için hazırlanmış özel damızlık bölümde eşe atılarak yavru dönemi başlatılır. Damızlığa ayrılan kuşların, yavru dönemi öncesinde bütün hastalıklara ve parazitlere karşı bakımlarının, kontrollerinin ve aşılarının yapılmış olması gerekir. Unutulmaması gerekir ki sağlıklı yavrular ancak sağlıklı damızlıklardan alınabilir. Yavru dönemi kuşların özellikle vitamin ve mineral ihtiyaçlarının arttığı bir dönemdir. Özellikle E vitamini yavru verimini artırıcı etki yapmaktadır. Bu dönemde E vitamini içeren vitamin takviyeleri uygun olur.         ( Evisel oral solüsyon ) Mineral olarak da özellikle kalsiyum ihtiyacı çok fazladır. Bilindiği gibi yumurta kabuğu kalsiyumdan oluşmaktadır. Bu dönemde damızlık bölümünden çeşitli mineraller içeren grit taşları eksik edilmemeli ve ayrıca sularına mineral takviyesi                    ( Depomin oral solüsyon ) yapılmalıdır. Yem karışımları ise protein, karbonhidrat, yağ ve selüloz açısından hepsini uygun oranlarda kapsayacak şekilde daha dengeli olmalıdır. Protein miktarı biraz fazla tutulabilir. Şöyle bir karışım kullanılabilir. % 25 Mercimek, %25 Ak Darı, % 25 Buğday, %20 Mısır, %5 kenevir. Bu dönem için yurt dışında özel hazırlanmış damızlık ve yavru yemleri bulunmaktadır. Genellikle iyi  yetiştiriciler bu tür özel karışımları tercih ederler.  Ayrıca En önemli Dönemdir Bu dönen nekadar iyi gecerse okadar geri dönüşü olur buda size gerek yavru yarısında gerekse kart yarışında bir adım daha önde olmanızı sağlar...

Yarış Posta Güvercininde Yön Bulma Yöntemi.

Genel olarak güvercinlerin ve özellikle de çok uzun mesafeleri kat eden posta güvercinlerinin yönlerini nasıl buldukları hep merak edilen, hayret uyandıran ve gizemli bir konu olma özelliğini korumuştur. Bu konuda zaman içinde çeşitli görüşler ileri sürülmüş ve bir çok deney yapılmıştır. İlk önceleri güvercinlerin yer yüzü şekillerini ezberledikleri üzerinde durulmuştur Daha sonraları ise güneşin ve yıldızların konumlarına bakarak yönlerini ayarlayabildikleri saptanmıştır. 1947 yılında geliştiren yeni bir varsayıma göre de güvercinlerin yerin manyetik alanını yön bulma amacı ile kullanabildikleri ortaya çıkartılmıştır.
Dünyadaki manyetik alan, yer kürenin çekirdeğinde erimiş halde bulunan ve hareketli olan demirden kaynaklanmaktadır. Bu manyetik alan, yer kürenin içinden, okyanuslardan ve atmosferden geçerek bir kutuptan diğerine ulaşan oval biçimli akış çizgileri şeklindedir. Bu aynı bir mıknatısın kutupları arasına demir tozları serpiştirildiğinde oluşan çizgilere benzemektedir.
Yeryüzündeki manyetik akım çizgileri, jeomanyetik ekvatorda yatay durumdayken, kuzeye ve güneye doğru gidildikçe daha dik açılarla kesişir konuma gelir. Alanın şiddeti kutuplara yaklaşıldıkça artar. Ekvatorda ise daha zayıftır. Dünyada yaşayan bazı canlıların bu alanın şiddetini ve eğim açısını saptayabilen Manyereseptör adı verilen alıcılara sahip olduğu deneylerle belirlenmiştir. Bu alıcılara sahip canlıların bu sistemi yer küre üzerinde alan bulmakta kullandıkları saptanmıştır.  Bu tür alıcılara sahip olan canlılar arasında bazı mikroorganizmalar, kuşlar, balinalar, bazı balıklar bulunmaktadır. 
Bir tür iç pusula olarak adlandırabileceğimiz bu sistem, güvercinlerde sinir sistemine yuvalanmış küçük manyetik mineral birikimleri ile sağlanmaktadır. Güvercinlerin kafatasları ile beyinleri arasında bulunan bu ferromanyetik tanecikler, yerin manyetik alanına karşı duyarlı birimlerdir. Pusulanın ibresi gibi düşünebileceğimiz bu mineral tanecikleri, yeryüzünün manyetik alanındaki değişimlerden etkilenmekte ve ilişikte bulundukları sinir hücrelerinde bir implus ( uyarı ) meydana getirmektedirler. Bu impluslar sinir sistemi aracılığı ile beyine iletilmekte ve güvercin gerekli hareketleri gerçekleştirmektedir.
1947 yılında geliştirilen bu varsayım uzun yıllar genel kabul görmüştür. Ancak son dönemde bu konuda yeni bir varsayım daha ortaya atılmıştır. Bu varsayıma göre güvercinler, koku duyguları sayesinde hedeflerine ulaşabilmektedirler. Koku varsayımı ilk kez 1972 yılında F. Papi tarafından ileri sürülmüş ve 1980 yılında Almanya’da Hans Wallraff tarafından hafifçe değiştirilerek son halini almıştır. Bu varsayıma göre her coğrafi bölgenin uçucu maddelerden oluşan kendine özgü bir kokusu vardır. Yapılan araştırmalar güvercinlerin yön bulmasına yarayan kokuların havada aeresol halinde değil, molekül halinde bulunduklarını ortaya çıkartmıştır.
Posta güvercinlerinin bu kokuları tek tek tanıdıkları düşünülmektedir. Bu güvercinlerin yavrularının bile farklı yönden esen rüzgarların, farklı kokular taşıdığını daha uçmaya başlamadan öğrendiği ve yaşadığı bölgenin bir koku haritasını çıkarttığı kabul edilmektedir. Uçmaya başladıktan sonra ise, farklı bölgelerin kokularının bu haritaya ilave edilerek haritanın geliştirildiği varsayılmaktadır. Bu konuda bir çok deney yapılmakta ve varsayım desteklenmeye çalışılmaktadır. Özellikle koku alma duyuları geçici olarak köreltilen güvercinlerin tanımadıkları bir bölgeden geri dönemedikleri gözlenmiştir. Ancak bölgeyi önceden tanıyorlarsa geri gelebilmektedirler. Bugün koku varsayımı genel olarak kabul edilen bir görüş durumundadır. Ancak diğer yön bulma yetileri ile birlikte ve duruma göre kullanıldığı düşünülmektedir. Bu konudaki çalışmalar ve araştırmalar devam etmektedir.

Yarış Posta Güvercini Fiziki Özellikleri Kısaca.

Normal güvercinlere göre biraz daha iri yapılı ve ağırlardır.. Düz ve biçimli yuvarlak bir kafa şekilleri vardır.  

Gözler biraz iri olup “inci göz” tabir edilen şekilde olanları makbuldürler. Göz renkleri kırmızıdır. Göz rengi, kuş seçiminde alıcılar arasında önemli kriterlerden biridir. Göz çevresi halkası beyaz renk olup biraz belirgin olmaktadır. 

Siyah renk olan gaga, orta uzunlukta ve kalınlıktadır. Ayaklar paçasız ve açık kırmızı renktedir. Ayak parmakları biraz uzundur. Bacaklar da gene biraz uzun ve yay gibi gergin olurlar. Dik duruşlu ve gerçekten de sportmen bir görünümü olan güvercinlerdir. Kanatlarını kuyruğun üzerinde taşırlar ve kuyruk 12 telek ten oluşur. Kanatlarda 10 ar telek bulunur( Bazen 11 Telek olabilir. Buda ırk özelliğidir.) ve en baştaki teleğin biraz dışa doğru bakması tercih nedenidir. Kanat altı örtü tüylerinin düzgün ve iyi gelişmiş olmasına dikkat edilir. Bu tüyler uçmayı kolaylaştırmaktadır. 

Farklı renk çeşitleri bulunmaktadır. Mavi, kırmızı, beyaz gibi renkleri yaygındır. Beyaz ve düz renkleri haricinde kanat üzerinde iki sıra koyu tonlu şerit bulunmaktadır. Genellikle kanat ve kuyruk kuşun kendi renginde olmaktadır. 

Bazen beyaz ile eşlemelerden kaynaklanan ve kanat telekleri beyaz olan kuşlara da rastlanmaktadır. Bu tür renk yapılanmalarının kuşun değeri üzerinde bir etkisi yoktur. Bu güvercinlerde asıl aranılan özellik uçuş performanslarıdır. 
Yarış Posta güvercinlerin de kuşun soyu çok önemlidir. Her kuşun bir seçeresi vardır. Kuşların ayaklarına daha yavru iken takılan markalarda kuşun hangi soydan geldiği belirtilir. Bu markanın karşılığı olan bir de kart olur. Buna “Pedigre” denilir ve bir çeşit kuşun nüfus kağıdı gibidir. Kalitesi test edilmiş bilinen soyların devam ettirilmesi gerekmektedir. 

Posta güvercini yetiştiricileri soyu belli olmayan kuşları kesinlikle almazlar. Bu tür kuşlar değersiz olarak kabul edilmektedir. 



Hatta bu konuda Belçikalıların atasözü haline gelmiş bir sözü vardır.


 “ İyi soy aldatmaz” denilir. 



Bende buna ek olarak şunu eklemek isterim iyi soy aldatmaz ancak yeni Kümeslerde kendi kolonizi oluştururken yeni soylarda yaratmayı unutmayın....!!!

Posta Güvercini ve CAsusluk.

Konu iletişim olduğunda, kullanılan araç güvercin bile olsa işin içine başlangıçta tahmin edilemeyen bazı konularda girebiliyor. Türkiye Cumhuriyeti yeni kurulduğu dönemlerden itibaren stratejik önemi nedeni ile çeşitli casusluk ve özellikle de 2. Dünya savaşı sonrası soğuk savaş yıllarında SSCB kaynaklı propaganda faaliyetlerinin etkisi altında kalmıştır. Bu faaliyetlerde bir çok araç kullanılmakla birlikte posta güvercinleri de kullanılmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü arşivleri incelendiğinde bu konuda bir çok şaşırtıcı belge ile karşılaşılmaktadır. Bu belgeler, Türkiye içinde bulunan ve yabancı ülkeler adına çalışan casusların yurt dışı ile haberleşme kayıtlarının yanı sıra sadece propaganda amacı ile gönderilen çeşitli mektup ve broşürlere kadar değişiklik göstermektedir. Posta güvercinleri ile sürdürülen bu tür faaliyetlerin saptanması üzerine, Türk yetkili makamları çeşitli önlemler alarak korunabilme yoluna gitmişlerdir. 
İlk alınan önlem ayağı halkalı her türlü kuşun sağ ve diri olarak bulunması halinde yetkili makamlara teslim edilmesi zorunluluğunun getirilmiş olmasıdır. 1938 yılında o dönemdeki adı Dahiliye Vekaleti olan İçişleri Bakanlığından bütün valiliklere gönderilen  belgelerden bunu anlamaktayız. Bu zorunluluk sonraki yıllarda da bazı değişikliklerle birlikte devam etmiştir. Bu uygulamaya bağlı olarak ele geçen her türlü ayağı halkalı kuşun İçişleri Bakanlığına ve posta güvercinlerinin de en yakın askeri garnizona teslim edilmeleri gerekmektedir. Bu uygulama Türk ordusunda kullanılan posta güvercinleri ile yabancı ülkelere ait posta güvercinlerini de içermektedir. ( O yıllarda Türk ordusunda haberleşme amacı ile kullanılan posta güvercinlerinin ayağında alüminyum bir halka ve selloloit bir bilezik bulunmaktadır. Alüminyum halka üzerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin simgesi olan T.C işareti ve kuşun numarası yazılıdır. )  
Bu uygulama ile casusluk faaliyetleri engellenmeye çalışılırken bazı bilimsel çalışmalar da istenmeden engellenir hale gelmiştir. Çünkü kuşların ayağına takılan halkalar sadece casusluk ve propaganda amaçlı değil, çoğunlukla bilimsel amaçlarla takılmaktadır. Bilimsel amaçlarla ve özellikle kuşların göç yolarının saptanabilmesi amacı ile yapılan halkalama çalışmaları sonucu, bugün kuşlar hakkında bir çok bilgi elde etmiş durumdayız. Uluslar arası ornitoloji ( kuşbilim ) birliklerinin aldığı kararlar gereği bu tür kuşların taşıdıkları numaraların ait oldukları istasyonlara bildirilmeleri gerekmektedir. Türk hükümetlerinin ilgili birliklerce uyarılması üzerine, ilk tedbir olarak bu konudaki haberlerin basına yansıması yasaklanmıştır. Böylelikle hem ülkemizin uluslar arası topluluklarda bilime destek olmayan görüntüsü kısmen engellenmek istenmiş hem de casusların bu bilgileri gazeteden öğrenmelerinin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Çünkü gazete haberlerinde kuşun ayağında bulunan mesaj aynen yayınlanmaktaydı. Bu konuda Emniyet Müdürlüğü arşivinde, İçişleri Bakanlığı tarafından 1938 ile 1960 yılları arasında valiliklere gönderilmiş bir çok uyarı yazısı bulunmaktadır. Daha sonra haber taşıyan ayağı halkalı güvercinlerle, bilimsel amaçlı halkalı kuşlar birbirinden ayrılma yoluna gidilmiştir. Bilimsel amaçlı kuşların Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Enstitüsü Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Bu konuda bakanlık ve üniversite arasında 1958 tarihli yazışma belgeleri mevcuttur. Üniversite daha sonra bunları biriktirip yıllık olarak yayınlama yoluna gitmiştir. Böylece bilimsel çalışmalara destek olunma yoluna gidilmiştir. Örneğin 1952 yılı ile 1953 yılları arasında ele geçirilen ayağı halkalı kuş sayısı 64 tanedir. İlgili üniversitenin 1961 yılında listelediği ayağı halkalı kuş sayısı ise 24 tanedir. Bu yıllarda ayağında posta muhafazası içinde yazılı bilgiler taşıyan bir çok posta güvercini çeşitli şekillerde ele geçirilmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü arşivlerinde bu konuda çeşitli belgeler bulunmaktadır. Ben burada konuyu fazla uzatmamak açısından bunlardan ilginç birkaç örnek aşağıya aktarmak istiyorum
.
- 12 Kasım 1954, Kırklareli Vize ilçesi yakınlarında bulunan ölü bir posta güvercinin ayağından çıkan  Bulgarca notun tercümesi : “ BOEF bu güvercini salıyorum. Brodileşka patikasında 430.5 LOLO’ya söyle bize yemek bıraksın.” 
- 17 Şubat 1944, Kars ili Sarıkamış ilçesi yakınlarında canlı olarak bulunan bir posta güvercininin ayağından çıkan Rusça notun tercümesi : “ Haber veriyorum ki 3 parti gönderdim. İstikameti iyi tayin ediyorlar. Yumuşak ve hafif bir hava esiyordu. 12.95 kampı”
- 21 Temmuz 1938, Edirne’de ele geçirilen bir posta güvercininin ayağından çıkan Arapça notun tercümesi : “ Onlar başları üzerinde uçuşan kuşları, kanatlarını açıp kaparken görmüyorlar mı ? O kuşları havada tutan yalnız esirgeyen tanrıdır. O her şeyin iç yüzünü görür. Yoksa esirgeyen tanrıya karşı size yardım edecek askeriniz mi vardır ? Siz kafirler ancak aldanmaktasınız. Şayet o rızkınızı tutacak olursa size rızkınızı kim verebilir ? Hayır onlar boyun çekmekte ve haktan nefret etmekte ayak dirediler. 16 .6 1938 ” Bu notun içersindeki “size yardım edecek askeriniz mi vardır ?” cümlesinin altı Türk güvenlik makamları tarafından çizilmiş.  
- 20 Mart 1939, Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde yakalanan Fransızlara ait bir posta güvercininin ayağından çıkan Fransızca notun tercümesi : 14 Mart 1939 saat 22 – 23 raddelerinde Meydanekbez’e 40 müsellah hücum ettiler. Müsellahlar 200 mermi endaht ettiler. Hasarat yoktur. Bir kadını sağ omzundan yaraladılar. Müsademeden evvel telefon hatları Meydanekbez’e 2 km. kala kesilmiştir...” Bu notun Kürtdağında harekat yapan Fransız birliklerinin kendi iç haberleşmesi olduğu belirlenmiştir. 
- 12 Ekim 1958, tarihinde Edirne ili İsmailce bölgesinde yakalanan bir posta güvercininin ayağından çıkan Bulgarca notun tercümesi : “Fişre’de traktör, nöbette 2 adam” Fişre, Bulgar sınırından Türkiye içine doğru dikine giren küçük bir derenin adı. 

Cumhuriyet Döneminde Posta Güvercini

Osmanlı sonrası Cumhuriyetin ilk yıllarında da ordu içinde posta güvercinlerinin önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Ülkemizde güvercinler konusunda yayınlanan ilk kitap 1925 tarihlidir. Bu kitap posta güvercinleri ile ilgili olup Osmanlıca’dır. Nuri Halil adlı bir yüzbaşımız tarafından yazılmış olan 48 sayfalık bu kitap, “Muhabere vasıtalarından güvercin usul-i talim ve terbiyesi” adını taşımaktadır. Bu kitaptan öğrendiğimize göre 1925 yıllarında ordu içinde bir takım düzenlemeler yapılmış olmakla birlikte, hala posta güvercinleri konusunda ciddi bir yapılanmanın olmadığını anlıyoruz. 
1931 ve 1936 yılları arasında Cumhuriyet arşivi kataloglarında posta güvercini yetiştiriciliği ile ilgili çeşitli kayıtlar bulunmaktadır. Bu kayıtlardan o dönemde posta güvercini alış verişinin Rusya ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Rusya’dan güvercin istasyonları, muhabere malzemeleri, güvercin maskeleri ve selloloit  halka ( Marka ) alındığı bu kayıtlarda görülmektedir. 1936 yılına ait bir kayıtta 5000 adet selloloit halka sipariş edilmiş olması ordunun posta güvercini sayısı hakkında kısmen bir fikir vermektedir. 1938 ve 1953 yıları arasında Türk Ordusunda posta güvercini yetiştiriciliğinin daha da yaygınlaştığını konu ile ilgili bazı belgelerden anlamaktayız. Özellikle 2. Dünya savaşı yıllarında, savaş sırasında posta güvercini kullanımının dünyada yaygınlaştığı yıllarda, ülkemizde de bu konuda bir hareketlenme yaşanmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan bazı belge ve yazışma kayıtlarından anladığımıza göre 1954 yılı başında Türk Ordusunda posta güvercinlerinin muhabere ( haberleşme ) amaçlı kullanımına son verilmiştir. 
Günümüzde posta güvercini yetiştiriciliği daha çok sportif ve yarış amaçlı olarak yapılmaktadır. Posta güvercini yetiştiricileri dünyada çok ciddi ve büyük örgütsel donanıma sahiptirler. Dünyanın neredeyse her ülkesinde kulüpleri bulunmaktadır. Ülkemizdeki posta güvercini yetiştiricileri de son yıllarda hızla örgütlenmekte ve çeşitli dernek, kulüp gibi organizasyonlar altında toplanmakta ve yarışlar düzenlemektedirl

Osmanlı Da Posta Güvercini

Osmanlılarda haberleşme amaçlı kullanılan güvercinlerin başında “Bağdat” güvercini gelmektedir. Bağdat güvercinleri o dönemde gerçektende çok kıymetli ve değerli olarak kabul edilmekteydiler. Uzun uçması ve yuvasına bağlılığı onu, iyi bir posta güvercini haline getirmiştir. Anadolu’da eski devirlerde “salma kuşu” olarak kullanılmıştır. Bir yere yuvasını yaptıktan sonra, başka bir yere alıştırmak imkansız gibidir. Aradan 10 yıl bile geçse bıraktığınızda ilk yuvasını bulur. 1600’lü yıllarda Evliya Çelebi Bursa’dan bırakılan kuşların İstanbul’a hemen ulaşabildiklerini belirtmektedir.
Osmanlı dönemi öncesinde Bağdat güvercinlerinin Türkler tarafından posta güvercini olarak kullanılmaya başlaması Büyük Selçuklular döneminde başlamıştır. 1000 li yılların başlarından itibaren bugünkü Ortadoğu bölgesinde egemen olmaya başlayan Büyük Selçuklular, Tuğrul beyin 1055 yılında Bağdat’a girmesi ile birlikte bölgeye bütünü ile egemen olmuşlardır. Bu yıllarda Bağdat güvercinleri Türkler tarafından posta amaçlı olarak kullanılıyorlardı. Daha sonra I. Haçlı seferi olarak bilinen ve 1098 yılında Kudüs’ün alınması ile son bulan savaşlar sırasında Türklerin, Bağdat güvercinleri aracılığı ile haberleşmeyi sağladıkları bilinmektedir. 1169 yılında Eyyubi hanedanlığının ilk hükümdarı olarak Mısır’a hükümdar olan Selahaddin Eyyubi’nin haçlı orduları ile olan savaşları sırasında ve özellikle de III. Haçlı ordularının 1191’de Akka kuşatması sırasında bütün haberleşme sistemini Bağdat güvercinleri ile sağladığı bir gerçektir. Haçlı orduları vurdukları bir güvercin sonucu bu haberleşmenin varlığını ortaya çıkarabilmişlerdir. Bu olaydan sonra o yıllarda Avrupa’da unutulmaya yüz tutmuş olan posta güvercini ile haberleşme geleneği yeniden canlandırılma yoluna gidilmiştir. Bu amaçla 1191’den sonra bazı Bağdat güvercinleri Haçlı orduları aracılığı ile Avrupa’ya götürülmüştür. Bağdat ırkı güvercinlerin Avrupa’ya ilk gönderilmeleri bu şekilde gerçekleşmiştir. Bağdat ırkı güvercinler çok sonraları 1800 lü yılların başlarında bugünkü modern posta güvercinin elde edilmesi sırasında kullanılacaklardır. 
1190 lı yıllarda Bizans İmparatorluğu aracılığı ile Anadolu’ya da hakim olan Haçlı orduları, İskenderun ile İstanbul arasında Bağdat güvercinlerini kullanarak bir haberleşme sistemi yaratmayı başarmışlardır. Bağdat güvercinlerinin Anadolu’da kullanımları 1200 lü yılların başında bu şekilde başlamıştır. Bir yüz yıl kadar sonra Osmanlıların Anadolu’da egemenlik kurmalarını takiben bu güvercinlerin kullanımının devam ettiği bilinmektedir. Osmanlı ordularının seferleri sırasında sepetler içinde bir çok güvercin taşındığı ve bunların haberleşme amacı ile kullanılan Bağdat güvercinleri olduğunu tarih kitapları yazmaktadır. 
Görüldüğü gibi Osmanlılar da başlangıçtan beri savaşlarda haberleşme amaçlı posta güvercini kullanmaktadırlar. Hatta Diyarbakır’ın Osmanlı topraklarına katılması böyle bir güvercinin ulaştırdığı haber sonucu olmuştur. Şah İsmail ve onun denetimindeki Karahan komutasında bulunan İran orduları, Diyarbakır kalesini kuşatmıştır. Kale halkı kuşatmaya karşı direnmiş ancak açlık ve kıtlık sonucu teslim olma noktasına gelmiştir. Tam bu noktada halkın imdadına bir posta güvercini yetişmiş ve Osmanlı ordusunun Bıyıklı Mehmet Paşa komutasında büyük bir ordu ile İstanbul’dan yardıma geldiği haberini getirmiştir. Bunun üzerine halk direnişe devam etmiştir. Bu ordunun Diyarbakır’a ulaşması sonrası 10 Eylül 1515’de Diyarbakır Osmanlı topraklarına katılmıştır. 
Bu tarihten sonra her 10 Eylül gününde Diyarbakır’da kurtuluş şenlikleri düzenlenmesi bir gelenek haline gelmiştir. Bu şenliklerin en önemli özelliklerinden biri de güvercin yarışmaları düzenlenmesi ve yarışı kazananlara altın olarak ödül verilmesidir. Bu gelenek, Diyarbakır’da  400 yıl yaşatıldıktan sonra ne yazık ki I. Dünya savaşının kıtlık dolu yıllarında ve onu izleyen Cumhuriyet döneminde unutularak terk edilmiştir. 
Osmanlı’da posta güvercini yetiştiriciliği askeri amaçlı olarak ele alınmaktadır. Bu konuda elimizdeki en eski belge 1890 tarihlidir. Bu belge, Osmanlı ordusunda askeri amaçlı posta güvercini yetiştirilmesini öngörmektedir. Bu tarihten itibaren Osmanlı ordusu posta güvercini alımları yapmakta ve bunların eğitimi ile ilgili çalıştığını bilmekteyiz. 1897 tarihli bir belgede “güvercin posta muhafazası” adlı bir icadın Paris’teki Osmanlı büyük elçiliğine gönderildiğini öğreniyoruz. 1895 yılında yazılmış “posta güvercinlerinin terbiyesi” adlı bir yazı Osmanlı devlet arşivinde bulunmaktadır. Gene savaş zamanı Kerç ile Kefe ve Sivastopol arasında haberleşmede kullanılmak üzere posta güvercini eğitildiği 1898 tarihli bir belge ile bilinmektedir. 
1895 tarihli bir başka belgeden ise, Rus filosunun Karadeniz’deki manevraları nedeni ile İstanbul ve Nikolajow veya Sivastopol arasında haberleşmenin sağlanması amacı ile Büyükdere’deki Rus büyükelçisinin konağının bahçesine bir posta güvercini istasyonu kurulduğunu öğrenmekteyiz. 
Bu yıllarda posta güvercinleri askeri amaçlarla kullanılmakla birlikte ordu içinde sistemli bir organizasyon bulunmamaktadır. Posta güvercinleri bu dönemde resmen Türk ordusunda bir haberleşme aracı olarak tanınmış değildir. Çıkartılmış olan bazı talimnameler ile konu düzenlenmiş durumdadır. Ancak ordu içinde bu konuda bir sistem kurabilme çabaları gözlenmektedir. Bu amaçla 16 ekim 1901 tarihinde ordu içinde “Türkiye Güvercin Postaları” kurulması için bir karar alınmışsa da düzgün bir askeri yapılanma oluşturulamamıştır. Oysa o yıllarda, Birinci Dünya Savaşı sonrasında ( 1918 ) Fransız ordusunda yararlanılabilir durumda 30.000 posta güvercini bulunduğu bilinmektedir.

Posta Güvercinin TArihi.

Posta güvercinlerinin dünya üzerindeki geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Bu konudaki ilk kayıtlar M.Ö 1200 yıllarına kadar gitmektedir. Bu yıllarda Mısır’da güvercinlerden haberleşme amacı ile yararlanıldığı bilinmektedir. Yani günümüzden yaklaşık 3200 yıl kadar önce bu güvercinlerin ilk ataları yetiştirilmekteydi. 
Daha sonraki dönemlerde haberleşme amaçlı yetiştiricilik farklı ülkelere de yayılmıştır. M.Ö 300 yıllarında Çin’de güvercinlerle bütün ülkeyi kapsayan bir haberleşme ağı kurulmuştur. Özellikle savaş sırasında ki haberleşmelerde güvercinler önemli bir rol oynamışlardır. Cengiz Han’ın seferleri sırasında haberleşme amaçlı posta güvercin kullandığı bilinmektedir. 
Bağdat halifelerinin de güvercinlere çok değer verdiği bir gerçektir. Suriye’nin güçlü hükümdarı Nureddin ( 1146 – 1174 ) Mısır’da yıllarca çok iyi işleyen bir güvercin posta şebekesi kurmuş olması ile ünlüdür. Bu amaçla kullandığı güvercinlerin ayak ve gagalarını kendi şifreleri ile işaretlemiştir. Kullandığı güvercinler Irak’tan getirilen boyunları renkli ve benekli beyaz güvercinlerdi. 
Eski Yunan ve Roma’da da savaşlar sırasında güvercin kullanımı yaygındır. İslam öncesi Orta Asya’da bulunan Türk devletleri ile Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlılarda da güvercinler hem haberleşme hem de güzellikleri için yetiştirilmişlerdir. Anadolu’da Yapılan kalelerin bazılarında posta güvercinleri ile haberleşme amaçlı güvercinlikler inşa edilmiştir. Bunların güzel bir örneğini Adıyaman’da Memlük egemenliği döneminden kalma Yeni Kale’de görebiliriz. Son büyük savaşlar olan I. Ve II. dünya savaşlarında da güvercinlerden haberleşme amaçlı yararlanılmıştır. Hele telsiz ve telefon görüşmelerinin yapılamadığı anlarda posta güvercinleri çok işe yaramışlardır. Hatta savaş sonrası hizmetlerinden ötürü madalya verilmiş posta güvercinleri bile bulunmaktadır.

Yarış Posta Güvercinlerinin Kökeni ve Geliştirilmesi

Posta güvercini” kavramı oldukça geniş bir anlama gelmektedir. Çok eski dönemlerden beri çeşitli güvercin ırkları dünyada posta güvercini olarak kullanılmışlar ve adlandırılmışlardır. Günümüzde posta güvercini denildiğinde dünyada son 200 yıldır geliştirilmiş olan ve artık daha çok yarış amaçlı yetiştirilen güvercin ırkı akla gelmektedir. İngilizce’de “Homing Pigeons” adlandırması posta güvercini anlamına gelmektedir. Ancak daha çok yarış amaçlı yetiştirilen modern posta güvercinlerini tanımlamak içinse, “Racing Pigeons” kavramı kullanılmaktadır. Ülkemizde ise bu güvercinlere “Posta Güvercini” ya da  “Postalı” denilmektedir.
Bu ırkın gelişimi hakkındaki bilgiler kesin kanıtlara dayanmamakla birlikte, 1800 yılların başından itibaren Belçika’da geliştirildikleri bilinmektedir. O yıllarda Belçika’da bu ülkenin eski ırklarından biri olan “Smierel” adı ile bilinen güvercinler, posta güvercini olarak kullanılmaktaydılar. Smierel ırkı köken olarak Owl ırkı güvercinlerden gelmeydi. Posta güvercini yarışlarının yaygınlık kazanmasına bağlı olarak, bu ırk geliştirilmeye çalışıldı. Kökü Carrier ırkından gelen Dragon ırkı ve bazı taklacı ırklarla kırılarak ırka uzun uçuş özellikleri katılmaya çalışıldı. Bu çalışmalar sonrasında 1815 – 1825 yılları arasında geliştirilen yeni ırka “Antwerp Smierel” adı verildi. Antwerp ırkı daha başarılı sonuçlar almaya başlamıştı. Bunun üzerine Antwerp ırkının geliştirilebilmesi için çalışmalara başlandı. Antwerp ırkı 1850 – 1875 yılları arasında Runt  ile Ortadoğu kökenli olan Carrier ve Bağdat ırkları ile kırıldı. Elde edilen yeni ırk daha da başarılı idi. Böylece 100 yıllık bir sürecin sonunda daha ideal bir posta güvercini ırkına ulaşılmış oldu. Bugün bilinen modern posta güvercini ırkı, 1900 yıllarının başından itibaren son şeklini almış oldu.  

29 Mart 2017 Çarşamba

Yarış Postası İdman

Posta güvercinlerinin yaşam süreleri 10–15 yıl kadardır. Bu süre iyi bir bakımla en çok 20 yıla kadar çıkabilmektedir. Yavru posta güvercinleri 30–40 günlük olduklarında yem yiyebilecek ve su içebilecek hale gelirler. Bu duruma gelen güvercinler ana ve babalarının yanından ayrılırlar ve yavrular için hazırlanmış ayrı bir bölüme konulurlar. Böylece diğer kuşlardan gelebilecek zararların önüne geçildiği gibi, daha fazla yem yiyerek gelişmeleri hızlandırılmış olur. 

Bu dönemde yavrular, özel yavru yemi ile beslenmeye başlarlar. Önlerinde her zaman yem, temiz su ve grit taşı bulunmasında yarar vardır. Her gün düzenli olarak gözlenerek gelişmeleri kontrol altında tutulur. Zaman zaman salma önüne çıkmalarına izin verilir ve tekrar geri içeri girmeleri sağlanır. Böylece kendi yerlerini ve konumlarını öğrenmelerine çaba sarf edilir. Yarış salmasından yuvaya geri girmeyi öğrenmesi biraz zaman alır. Bu konuda sabırlı olunmalıdır. 

Posta güvercinleri kanattan ilk tüylerini attıktan sonra form tutmaya başlarlar. Bu süre yaklaşık 6–8 hafta kadardır. Bu aşamaya gelen kuşlar grupla birlikte fazla zorlanmaksızın uçurulmaya başlarlar. Uçurulma öncesi yuva ve etrafını görebilecek bir konumda olmalarında yarar vardır. Uçuşlar sabah ve akşam üzerleri olmak üzere günde iki kez tekrarlanmalıdır. Yavruların mesafe uçurulmaya başlamaları için, toplu uçuş sırasında yuvadan iyice uzaklaşıp havada gözden kaybolmaya başlamaları beklenir. Her uçuşta bunu tekrarlayan kuş artık mesafe uçurulmaya hazır hale gelmiş demektir. Mesafe uçmaya alışmaları için ilk önce gene grup halinde en fazla 5 km. uzağa götürülüp toplu olarak bırakılırlar. Geri dönmeyi başaran yavrular için yavaş yavaş mesafe artırılmaya başlanır. 

Örneğin her seferde mesafe 5 km. daha artırılır. 30–40 km. kadar uzaklıktan bırakılan kuşlar geri gelebiliyorlarsa, artık toplu antrenmanlara son verilir ve kuşlar belli aralıklarla tek tek bırakılmaya başlanır. Bu aşamada kuşun bırakılacağı uzaklığın tespitinde eskiden beri uygulanan klasik yöntemlerden biri, bir önceki uzaklığın yarısı kadar kilometreyi, bir önceki uzaklığa ekleyerek yeni uçuş uzaklığını bulmak şeklindedir. Yani kuş 50 km.den bırakıldığında geri gelmişse, ikinci uçuş uzaklığı 50/2 = 25, 50 + 25 = 75 olarak hesaplanabilir. İlk bırakılan kuş gözden iyice kaybolduktan sonra ikincisi bırakılmalıdır. Böylelikle kuşların birbirini takip etmeleri önlenir. Amaç kuşların kendi yeteneklerini geliştirmesini sağlamaktır. Yarışacak kapasiteye gelebilmeleri için ise 2 yaşını doldurmaları gerekmektedir. Bu süre içersinde kuş belli aşamalardan geçerek gelişir ve yarışabilecek konuma getirilir. Kuş yuvasına geri döndüğünde salma girişinden yuvanın içine girmesi şarttır.

Bunu sağlayabilmek için belli bir eğitim uygulanır. Öncelikle kuşlar hiçbir zaman tok karına uçurulmazlar. Yuvasına geri döndüğünde yeminin ve suyunun kendisini o delikten girdiğinde beklediğinden emin olmalıdır. Özetle kuşlara uygulanacak eğitimin temelinde açlık ve beklenen davranışın gerçekleştiğinde açlığında giderilmesi şeklindedir.






Hazırlayan: Rahmi BOZKIR

Yarış Postası Besleyicisinde olması gerekenler...

1 - İyi bir Damızlık.
2- Kümes.
3- Temizlik.
4- Bakım.
5- ve bana göre olmazsa olmaz DİSİPLİN.



Bu 5 başlığı zamanı geldiğinde iyiden iyiden iyiye açıklamaya çalışacağım.



28 Mart 2017 Salı

Yarış Posta Güvercin Irk özellikleri.

A- ) Posta güvercini yarış amaçlı yetiştirildiği için form özelliklerinden ziyade zeka ve bunun parelelinde yarışlarda başarılı olması her zaman için daha fazla önemsenmiştir.Bu demek değildirki posta güvercininde gözle görünen bazı vasıflar aranmaz.Tam tersine kuşun yarışlardaki başarılarının yanı sıra fiziki olarakta elde istenilen vasıflara sahip olması her yetiştiricini ortak amacıdır.
B-) Her ne kadar yarışlarda kısa göğüs kemiğine sahip kuşlarında kazandığı görülsede uzun ve hafif eğimli bir göğüs kemiği tercih sebebidir.Zira göğüs adeleleri uçma esnasında göğüs kemiğine baskı uygular.Göğüs kemiği ne kadar uzun olursa bu uygulanan baskının şiddeti daha geniş bir alana yayılacağı için kuş daha az yorulur.Ayrıca kuşun ön tarafında yer alan göğüs kısmının hafif yuvarlanması ve genişlik arzetmesi gelişmiş bir ciğer yapısının göstergesidir.Göğüs kemiği vucudun ön kısmından çıkıntılı olarak başlar ve arkaya kadar uzanarak çatal tabir ettiğimiz kısma yakın biter.Kuşu elimize aldığımızda elimizle okşamak suretiyle göğüs kemiğini kontrol ederken aynı zamanda göğüs kemiğinin her iki yanında yer alan göğüs adelelerini kontrol etmiş oluruz.
C-) Posta güvercininde kuyruk adeta bir dümen vazifesi gördüğü için ve havadaki denge açısından çok önemlidir.Vucut tüyleri kuyruğun başlangıç noktasında üstünü örter ancak çok fazla uzun olmamalıdır.İyi bir posta güvercininde kuyruğun çok fazla uzun ve açık olması havadaki dengesi açısından olumsuzluklar yaratabilir.Kuyruğa genel anlamda bakıldığında sona doğru daralmalı ve adeta tek bir tüy görüntüsü vermelidir. Kuyruk boyu kanat uzunluğundan en fazla 1 cm fazla olabilir.Posta güvercinini elinize aldığınızda birkaç dakika sakinleşmesi için bekledikten sonra her iki elimizin pamaklarını gevşetmek suretiyle kuşun ayaklarını serbest bırakırız.İyi bir posta güvercini bu işlem yapıldıktan sonra kuyruğunu yavaşça yere doğru sarkıtır.Bu yöntem posta güvercini seçmelerinde sıkça kullanılır.
D-) Posta güvercinin vucudunun dengeli olması çok önemlidir.Kuşu elinize aldığınızda ağırlığını öne doğru vermeli gelişmiş bir adele yapısına sahip olmalı ancak çok ağır olmamalıdır.Zira ağır kuşlar uzun süre havada kalamaz ve çabuk yorulur.Ayrıca önden geniş olarak başlayıp arkaya doğru daralan adeta üçgen şeklindeki sportif vucutlu kuşlar tercih edilir.Dengeli bir güvercinde ayaklarından kafasına kadar olan mesafe ile göğüsünden kuyruk sonuna kadar olan mesafe eşit olmalıdır.

Yarış Posta Güvercin REsimleri

Yarış Posta Güvercini vitesmi maratonmu olduğu nasıl anlaşılır

Göğüs kısmı iri, Kanatlar 3 teleği uzun, kuyruklar 2 parmak genişliğinde tığ kuyruk, göğüs kemik kısmı kısa olması vitesci kus özelliğine sahiptir.. 


Maraton kus ise kanatları doku kalın telek, göğüs kemiği ise uzun, olması maraton kus özelliklerine sahiptir.. Net bilgi olmasa da bilinen bazı özelliklerdir.

Yarış Posta Güvercini Yarışları Hakkında Kısa Bilgi..

Posta  güvercinleri kalıtımlarına göre belli mesafeleri diğer  güvercinlerine göre daha iyi uçar, ve Posta güvercinlerin uçuş mesafelerine bakılarak Uzun mesafe uçanlar,kısa mesafe uçanlar,100-360 km bunlar “vites” olarak adlandırılmaktadır.Orta mesafe uçan kuşlar,360-580 km arası uçanlardır Orta maraton olarak bilinir.600 ve1200 km uçanlar ise “Maraton” yarışları olarak isimlendirilir.
Bilinmekte olan ve ortalama Maraton uçuşlarında kuşlar 9-16 saat arası uçmaktadır.Bu tür bir uçuş 900 1100 km yi 9 ve 16 saatte kat edebilmektedir.Bazı posta güvercinlerin gece bile uçabildikleri söylenmektedir.Bazı kuşlar ise mola vererek bazı yerlerde dinlenir ve sonra yoluna devam eder.Güvercinin uçtuğu mesafe harcanan zamana bölünerek hızı bulunur ve böylece hangi güvercinin en yüksek hızla geldiği saptanır.Saatteki hızları 100-170 km arası değişmektedir.
Posta güvercin yarışları illerimizde bulunan posta güvercin severler derneği olarak ve yardimlariyla yapılmaktadır.Bu tür guvercin dernekleri başta Manisa (Maraton Olarak ) olmak üzere çeşitli illerimizde posta güvercin dernekleri bulunmaktadır.
Posta güvercin derneklerinde yapılacak yarış ve etapların yapılacağını önceden bildirirler.Posta yarışlarına katılabilmek için katılımcılardan posta dernekleri tarafından ücret Tahsil edilir.Giris parasi ve posta guvercini basina miktar ne kadar ise ödenir (Örnk: 100 TL giris 5 TL kuş basi )Tüm toplanan paralar yapilan harcamalara (masraf ) ve yarışmayı kazananlar arasında belli orana göre etab 1.2.3 ve klasmanlara bolunerek dagitilir.
Önemli bir yer ise yarışlar için hazırlanmış özel bir saati olması gerekir.Bu yaris  saatleri sayesinde postanın geliş saati tam olarak belirlenir ve buna göre yaris listeleri cıkartılır.Yarış gününde postalar posta guvercini derneklerinde toplanır ve ayaklarında künyeler ;(Marka) kaydedilerek posta güvercini yarış Araclarina yerlestirlir.Posta güvercini yarış araclari özel olarak dizayn edilmiştir.Araclar klima ve havalandırma vs teczizatina  sahiptir.Yarış yerine varıldığında posta yarış güvercinleri aynı anda kapaklar açılarak salınır.Böylece yarış başlamış olur.
Salınan posta guvercinlerinden  hangisi en ilk önce evine dönerse o posta güvercini ve sahibi yapılan hesaplamalar sonucu kazanmış Olur, ve posta güvercini sahipleri ellerindeki özel yarış saatleri ile bu dönüşü belgelerler.
Ülkemizde posta güvercinleri ege bolgesınde ki yarislarda Kula,uşak, afyon, konya, kırsehir, kayseri, aksaray, yozgat ve Sivas  gibi illerimizden bırakılmaktadırlar. Ayrica elazig ve erzincan yarislarida Türkiye posta guvercini fedarasyonu tarafından duzenlenen yarıslarda iki ilimize kadar yarıs duzenlenir.
Posta guvercinlerinin salım sonrasi geri dönme yüzdesi bütün yariscilar ve kus sayılari  hesaba katılarak % 33 civarında olmaktadır.
Posta guvercini Yetistirmek, ve Posta guvercini yaristirmak Kişileer arasindaki en buyuk TATLI bir Rekabettir
Tüm Profosyonel Maraton Posta Guvercini Sevenlerine ve Yariscilarina Her Yaris icin Üstün Başari Dilerim.
Umarim Acikliyici Olmustur.
Hazirlayan : Şener AY

Yarış Posta Güvercin Özellikleri

Tüy yapısı: tüy yapısı posta güvercininde aranılan en önemli özelliklerden bir tanesidir.İyi bir posta güvercinini elinizde tuttuğunuzda adeta ipeğe dokunduğunuzu hissetmelisiniz.Kadife gibi yumuşak tüyler kuşun iyi bir soydan geldiğinin göstergesidir.Tüy yapısı neden bu kadar önemlidir.Zira tüyü iyi olmayan bir güvercin hafif yağmurlu bir havada çabuk ıslanır dolayısıyla uzun süre havada kalamaz.Yarışlarda kuşlarımızı ne tarz bir hava durumu beklediğini bilemediğimiz için her türlü hava şartlarında havada kalabilen ve ıslanmayan güvercinler bizler için çok önemlidir.Kendim kümesimde denemek için bazen özellikle hafif yağmurlu havalarda kuşlarımı uçururum ve ıslanıp,ıslanmayanları tespit ederim.Bu sene İstanbul –kelkit (950 km)hava mesafesi olan yarışta 35.olan 2000 doğumlu mavi rambo isimli erkek kuşumun hiçbir zaman ıslandığını görmedim.Üstelik bu yarıştan ertesi günü atmaca tarafından göğüs adelesi parçalanmış olarak geldi.Şayet yara almasaydı eminimki daha iyi bir performans sergileyecekti.Bu güvercin 3 senedir yarışıyor ve sayısız defalar ödül kazandı.Erkek kardeşi siyah rambo ise onun kadar kaliteli tüye sahip değil o nedenle sadece viteste (kısa mesafe) yarışıyor ve sayısız bahis ve ödüller kazandı.Uzun mesafeyi bir defa denedi ve başarısız olup eve geç döndü.Bunu sadece sizlere iki kardeşin farklılıklarına örnek olsun diye yazıyorum.Hiç şüphe yokki ayrı katagorilerde yarışsada ikiside benim için son derece önemli güvercinler.Ancak maraton (uzun mesafe) güvercini mutlaka mükemmel bir tüy yapısına sahip olmalıdır.Ünlü uzman Piet De Weerd diyorki;kuru kümeslerin nemli kuşlarını besleyin,nemli kümeslerin kuru kuşlarını beslemeyin.Dünyaca ünlü bu uzmanın anlatmak istediği şey bana göre nemli olan kümeslerde kuşlar sağlıklı olmadığı için kuru ve kırılgan bir tüy yapısına sahiptir ancak kuru olan kümeslerdeki kuşlar sağlıklı olduğu için tüyleri hafif yağlanır ve tüylerin üzerini pudralanmış gibi telekleri koruyucu beyaz toz kaplar ve bu kuşlar insana nemli bir tüy yapısına sahip olma hissi verir.
Göz ve gaga yapısı: posta güvercininde gözlerin büyük önemi vardır.Birçok yetiştirici özellikle damızlık seçmelerinde gözlerin önemini vurgular.Şahsen bende bu teoriye kısmende olsa inanıyorum ve önem veriyorum.Posta güvercininde gözler son derece canlı ve metalik renklere sahip olmalıdır.Donuk ve mat gözlere sahip olan güvercinin mutlaka sağlık problemi vardır.Nasılki insanlarda gözler kalbin aynası ise kuşlardada gözler sağlığın aynasıdır.Kuşun burun deliklerini ve gagasını kapattığınızda şayet gözlerinden baloncuklar çıkarıyorsa bu güvercin sağlıksızdır.Normal sağlıklı güvercin ile süper sağlıklı güvercin arasında fark vardır.Bizler süper sağlıklı kuşlara sahip olmak isteriz.Ayrıca kuşun gözüne göz damlası damlattığınızda süper sağlıklı güvercinin gözü bu damlayı hemen emerken sağlıksız veya normal sağlıklı güvercinin gözü damlayı emmez ve yanlara akıtır. Eşleştirmelerde mutlaka zıt göz rengine sahip olan kuşları birbirlerine vururuz.Böylece çıkacak olan yavrular canlı gözlere sahip olur.Gözler kuşun vucudunda kafanın üst bölgesinde yer alıp içe doğru hafif gömülmüştür.Bazı kuşlarda ise gözler adeta şaşı gibi kuşun gaga istikametine doğru öne bakar ve bu kuşlar genellikle olağan üstü damızlıklardır.Gaga çok fazla uzun olmamalı (orta boy olmalı) ve burun delikleri rahat nefes alıp vermeye uygun olacak şekilde yeterli genişlikte olmalıdır.Gaganın gözlere doğru hayali bir çizgisini çektiğinizde bu hat gözlerin tam ortasından geçmelidir.Kafa vucutla dengeli olarak yeterli büyüklükte olmalı ve hafif kavisli yuvarlak bir görüntü arzetmelidir.Gaga üstünde yer alan sakız (cere) kar beyazı ve pütürsüz olamalı ve arada herhangi bir boşluk olmamalıdır.Kuşun ırkına bağlı olarak bu sakız büyük veya küçük olabilir.
Göğüs kemiği: Her ne kadar yarışlarda kısa göğüs kemiğine sahip kuşlarında kazandığı görülse de uzun ve hafif eğimli bir göğüs kemiği tercih sebebidir.Zira göğüs adeleleri uçma esnasında göğüs kemiğine baskı uygular.Göğüs kemiği ne kadar uzun olursa bu uygulanan baskının şiddeti daha geniş bir alana yayılacağı için kuş daha az yorulur.Ayrıca kuşun ön tarafında yer alan göğüs kısmının hafif yuvarlanması ve genişlik arzetmesi gelişmiş bir ciğer yapısının göstergesidir.Göğüs kemiği vucudun ön kısmından çıkıntılı olarak başlar ve arkaya kadar uzanarak çatal tabir ettiğimiz kısma yakın biter.Kuşu elimize aldığımızda elimizle okşamak suretiyle göğüs kemiğini kontrol ederken aynı zamanda göğüs kemiğinin her iki yanında yer alan göğüs adelelerini kontrol etmiş oluruz.Güvercinde adele yapısı çok önemlidir.Mümkün olduğunca gelişmiş ve esnek olmalıdır. Göğüs kemiğinin kuvvetli olup olmadığını test etmek için elimize aldığımız güvercinin sırtına her iki elimizin baş parmakları yardımıyla baskı uygularız.Bu esnada bütün yük göğüs kemiğine bindiği için güvercinin göğüs kemiği şayet zayıfsa bu baskıya dayanamaz ve kuyruğunu havaya dikmek suretiyle tepki gösterir.Göğüs kemiği güçlü olan güvercin ise kuyruğunu yere doğru sarkıtır.Bu uygulamayı yaparken çok dikkatli olmalıdır zira aşırı baskı güvercinde sakatlıklara neden olabilir.
Sırt veya Bel : güvercinde sırt veya bel dayanma gücü açısından son derece güçlü olmalıdır.Geniş bir bel kuyruğa doğru daralır. Ayaklar; ayaklar ince,açık pembe ve pulsuz olmalıdır.Ayak uzun veya kısa olabilir.Geçmişte ayakları çok uzun olduğu için birçok iyi güvercin elenmiştir.Oysa güvercinin ayak yüksekliği genel yapısıyla doğru orantılıdır.Ancak her iki ayak boyuda birbiriyle eşit uzunlukta olmalıdır.Biri uzun biri kısa olmamalıdır.
Kanatlar: bu konuda da bu güne kadar çok çeşitli teoriler ortaya atılsa da genel kanı bir güvercinin kazanması için iki adet kanatının olması yeterlidir şeklindedir.Bununla beraber kısa mesafe yarışları için kısa kanatlı ve sprinter özelliğe sahip kuşlar daha uygundur.Uzun mesafe yarışları için ise uzun kanatlı güvercinler daha uygundur.Benim tercihim güvercin yerde dururken kanat uzunluğu kuyruk üzerinde uzanan siyah çizgiye Oturması hatta bu çizgiyi çok az geçmesidir.Kuşun kanatını yelpaze şeklinde yana doğru açtığınızda özellikle en baştaki ilk dört telek aynı boyda olmalı ve diğer teleklerden bariz olarak uzun olmalıdır.Bu 4 telek uçları bıçak gibi keskin olmalı ve dışa doğru eğim göstermelidir.Kuşun kanatını 2 ayrı kısımda ele alacak olursak ilk 10 adet büyük telek birincil kanattır ,diğer kısa 10 adet telek ise ikincil kanattır.Kuşun birincil kanatının son teleği olan 10.telek diğer ikincil kanat teleklerinin başlangıcında bariz olarak yüksekse bu tarz kuşlar hız yarışları için kullanılabilir.
Kuyruk: posta güvercininde kuyruk adeta bir dümen vazifesi gördüğü için ve havadaki denge açısından çok önemlidir.Vucut tüyleri kuyruğun başlangıç noktasında üstünü örter ancak çok fazla uzun olmamalıdır.İyi bir posta güvercininde kuyruğun çok fazla uzun ve açık olması havadaki dengesi açısından olumsuzluklar yaratabilir.Kuyruğa genel anlamda bakıldığında sona doğru daralmalı ve adeta tek bir tüy görüntüsü vermelidir. Kuyruk boyu kanat uzunluğundan en fazla 1 cm fazla olabilir.Posta güvercinini elinize aldığınızda birkaç dakika sakinleşmesi için bekledikten sonra her iki elimizin pamaklarını gevşetmek suretiyle kuşun ayaklarını serbest bırakırız.İyi bir posta güvercini bu işlem yapıldıktan sonra kuyruğunu yavaşça yere doğru sarkıtır.Bu yöntem posta güvercini seçmelerinde sıkça kullanılır.
Denge: posta güvercinin vücudunun dengeli olması çok önemlidir.Kuşu elinize aldığınızda ağırlığını öne doğru vermeli gelişmiş bir adele yapısına sahip olmalı ancak çok ağır olmamalıdır.Zira ağır kuşlar uzun süre havada kalamaz ve çabuk yorulur.Ayrıca önden geniş olarak başlayıp arkaya doğru daralan adeta üçgen şeklindeki sportif vucutlu kuşlar tercih edilir.Dengeli bir güvercinde ayaklarından kafasına kadar olan mesafe ile göğüsünden kuyruk sonuna kadar olan mesafe eşit olmalıdır.
Renk ve diğer unsurlar hiç önemli değildir.Sonuç itibariyle her renkten şampiyon olmuş kuşlar mevcuttur. Esas olan tek şey kuşun görünen (mental) vasıflarından ziyade görünmeyen (zihinsel) vasıflarıdır.

Yarış Posta Güvercini.

Diğer ırklarda olduğu gibi saf kan bir posta güvercini olmaz.Zira 1850 yıllarından sonra Belçika'da çeşitli ırklara mensup güvercinler arasında yapılan eşleştirmeler sonucunda bu günkü yarış güvercinleri (modern racing pigeon) ortaya çıkmıştır.Bu nedenle posta güvercinlerini diğer ırklarda olduğu gibi standart form özelliklerine sahip olmasını bekleyemeyiz.Örnek vermem gerekirse bu güvercinler arasında tozluklu veya paçalı olarak tabir edebileceklerimiz de vardır paçasız veya tozluksuz olanları da vardır.
Ayrıca kimi kuşlarda göğüs kısmında bizim bazı bango kuşlarımızda olduğu gibi gül çıkaranlarda mevcuttur.Zaman içersin de belirli soylar ortaya çıksada bu soylardan muhtelif renk ve desene sahip kuşların çıkması çok doğaldır.
Posta güvercini yarış amaçlı yetiştirildiği için form özelliklerinden ziyade zeka ve bunun parelelinde yarışlarda başarılı olması her zaman için daha fazla önemsenmiştir.Bu demek değildirki posta güvercinin de gözle görünen bazı vasıflar aranmaz.Tam tersine kuşun yarışlardaki başarılarının yanı sıra fiziki olarakta elde istenilen vasıflara sahip olması her yetiştiricini ortak amacıdır.Bu vasıflar nelerdir sorusuna gelince ;